CEYYİD
Sözlükte “iyi ve güzel”
anlamına gelen sıfattır. Terim olarak genellikle sahih karşılığıdır. Bazen onun
yerine kullanılmıştır. Söz gelimi Tirmizî, Süneninde malum ıstılahı olan hadîsun
sahîhun garîbun yerine arada bir hadîsun eeyyidun garîbun ıstılahını
kullanmıştır. İsnadı sahih bir hadisten söz ederken bazen lehu isnâdun eeyyidun
demiştir. Ahmed b. Hanbel de esahhu'l-esânîdden bahsederken “ecvedu'l-esânid”
tabirini kullanmıştır. Aynı tabiri Buhârî şeyhi Ali İbnu'l-Medînî de
kullanılır. Bütün bu misaller gösterir ki ceyyid, bazı hadisciler tarafından
tamamen sahih karşılığı olarak kullanılmıştır. Bu takdirde aralarında ıstılah
yönünden hiçbir fark yoktur. İbnu's-Salâh'a göre de ceyyid ile sahih aynı
manaya gelir. Aralarında önemli bir fark söz konusu değildir.
Bununla birlikte bazı
hadis âlimleri ceyyid'i sahihle aynı manada görmemişlerdir. es-Suyûtî
bunlardandır. Ona göre Hadis ilminde söz sahibi bir âlim hadisin sıhhatinden
bahsederken devamlı olarak sahih terimini kullanırken arada bir onun yerine
ceyyid demişse bunun bir nüktesi vardır. O nükte de şudur: Böyle durumlarda
hadis o âlimin nazarında hasen li-zâtihî derecesinden yükselmiştir. Ancak âlim
onun sahih derecesine yükseldiğinde tereddüt etmiştir. Bir başka deyişle bir
hadisi ceyyid olarak niteleyen âlim böylece o hadisin kendi nazarında hasen
li-zâtihi derecesinden yukarda olduğunu, ancak sıhhat derecesine yükseldiğinde
tereddüt ettiğini belirtmiştir. Buna göre muhaddisin ceyyid dediği hadis, hasen
li-zâtihî derecesinin üstünde ve sahihin altında bir derecede demektir.
Ayrıca bakın: